25 Haziran 2012 Pazartesi

Çıkmaz sokak ve içime çektiğim toz..

İltihaplı bir yaradır çıkmaz sokak ve durmadan tuz basarsın iltihaplı yarana..




ellerim ceplerimde girdim bir kaç kere. meğer harbiden dalgın bir şaşkın ördek yavrusundan farkım yokmuş. komik ama bu sokaklar olmasaydı, kuyu kazmasını öğrenemeyecektim. o sokaklardan çıkabilmek için bazen yüksek duvarlardan yere zıplamak gerekir ve kafayı kırmadığınız sürece hiçbir zaman gerçek bir çıkmaz sokağın gerçekte nasıl bir yer olduğundan haberdar olamazsınız.


nasıl gezegenimizin yer çekimi varsa çıkmaz sokaklarında aşağı tırmandırmaya meyili vardır. ve bazen bir şeyleri bile bile kayıp edebilmek için, kasti bir biçimde ayaklarınız sizi o sokaklara doğru yürütür.


istem dışı gülüşler büyük bir enerjidir çıkmaz sokakların atmosferini solurken, karşında oturup gözlerinin içine bakan ve sana inanmayı inanç haline getirmiş insanlara. yalnızlık ortak noktadır çıkmaz sokaklarda.


son sigaranızı duvara karşı yakıp düşünmenize sebebiyet verir çıkmaz sokak. duvarın ruhunuzda olan darp izlerini size hatırlattığı gerçeği ile çekersiniz dumanı içinize.


bir süre sonra varoluşu sorgulamaya başlar bir duvar parçasının nasıl bir bitkiye dönüştüğünü kendinize sorarsınız.


çıkmaz sokaklar unutmak istediğiniz her geçmiş anı size flash back olarak geri verir. bu çıkmaz sokağın sizden aldığı bir öc`dür.


inkar ve nefretin dolum noktasıdır çıkmaz sokaklar, tutarken bırakmak demektir.


feleğin çarkına tükürdüğünde sırtını sıvazlayan çıkmaz sokaktır.


o an, nefesin bittiği saniye, duvarların üstüne yıkılırcasına çatlaması, enkaz altında kalman. çıkış yok dediğimiz zamanda bile, küçük bir ışık parçası gözünden tutar seni. sonrası yürürsün. daha sonrası yoktur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder